Hayatımızın bazı dönemlerinde nedenini bilmediğimiz yorgunluk hissine kapılabiliriz. Sabahları çok yorgun kalkarız, uyku problemleri yaşarız, konsantrasyon problemleri ve hiçbir şey yapmak istemediğimiz dönemler olabilir.
Yorgunluk hissimizin elbette patolojik nedenleri olabilir; nörolojik hastalıklar, enfeksiyonlar, diyabet, tiroid, menopoz, dolaşım bozuklukları, kanser hastalıklarında bu etki artmaktadır.
Bir başka neden ise kişilerin beslenme alışkanlıklarının değişmesi;
Az sıvı alımı; Su tüketim miktarının azalması hem metabolizmamızın çalışmasını hem de kas gücünü azaltmaktadır. Susuzluk hissinin yok olması su kaybını artırır ve yorgunluğa neden olabilir.
Yetersiz beslenme; Vücudumuzun birçok besin öğesine ihtiyacı bulunmaktadır. Özellikle enerji metabolizmasını etkileyen B grubu vitaminleri eksikliğinde yorgunluk hissi oluşabilmektedir. Bunun yanı sıra, C, D, E vitaminleri, çinko, selenyum, demir eksikliği de neden olabilmektedir.
Fazla kilo; Şişmanlık günümüzde birçok hastalığı tetikleyen bir faktör. Kişinin sağlıksız beslenmesi, fiziksel aktivitenin azalması, vücut yağ kitlesinin artmasıyla organların etrafınının yağ bağlaması da yorgunluk hissini artıracaktır.
Kahvaltı yapmamak; Sabah saatlerinde kan şekerimiz düşer ve yakıt olarak glikoz yani karbonhidrat içerikli bir yiyecek alınmazsa öğleye doğru şeker oranı normalin daha da altına inecektir, bu durum kişide yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, uyku hali yaratır.
Bol yağlı besinler tüketmek; Sindirim sistemini zorlayan beraberinde yorgunluk hissini artıran aşırı yağlı besinlerin sıklıkla tüketimi etkilemekte; fast-food, kızartmalar, hamur işlerini mümkün olduğu kadar tüketmemek de fayda var.
Alkol tüketimi; Aç karnına tüketilen veya tok olsak bile beraberinde tatlı yiyeceklerle tüketilen alkollü içecekler sıklığının artmasıyla yorgunluk hissi yaşanabilmekte.